Korku
04 Şubat 2020 & Salı
Korku; cezadan berbattır, çünkü ceza bellidir.
Suçlu suçunu itiraf etmediği sürece korku ile baş başa kalıp daha büyük bir vicdan azabı çeker.

Stefan Zweig; bu kısa öyküde korkunun cezadan ne kadar daha ağır olduğunu öykünün şu bölümde çok iyi anlatmış.
Korku, cezadan daha berbattır, çünkü ceza bellidir, ağır veya hudutsuzluğun yanında hiç kalır. Cezasının ne olduğunu anlayınca kızın içi rahatladı. Ağlaması seni şaşırtmasın. Göz yaşları şimdi dışarıya akıyor. Daha önce içeride biriktirip kalmıştı. İçerideki göz yaşları dışarı akandan daha fenadır.
Bu cidden böyledir bana inanabilirsin. Ben bunu mahkemelerden tahkikatlardan biliyorum. Sanıklar en çok hakikati gizlemelerinden mustariptirler. Suçun anlaşılması tehlikesinden bir yalanı ufak tefek ve gizli yüzlerce hücuma karşı müdafaa etmek zorunda kalmanın dehşet verici baskından mustaripler. Sanığın kıvranışlarını görmek tüyler ürpertir. Çünkü ikrarını, itirafını, dayatan etten sanki bir kanca ile çekip koparmak lazımdır. Bazen bu itiraf sanığın hemen gırtlağındadır; içten doğru dayanılmaz bir tazyik yukarıya yüklenir, adamlar boğulur gibi olurlar itiraf etmek üzeredirler. O anda habis bir kuvvetin o akıl ermez inat ve korku duygunuzun esiri olur ve itirafı gerisin geri yutarlar ve mücadele yeninden başlar. Hakimler çok kere bu iş de kurbanlardan daha çok mustariptirler. Üstelik sanılar, hakimlere daima düşman gözüyle bakarlar, hakikatte ise hâkim sanığın yardımcısıdır. Avukatları müdafileri sıfatlıya benim müvekkillerimi itiraftan menetmem yalanlarını pekiştirip kuvvetlendirmem gerekir değil mi? Ama içimde çok vakit cesaret edemem buna, çünkü onlar itiraf etmedikleri taktirde itiraf ettikleri, ceza aldıkları zamankinden daha çok ıstırap çekeceklerdir. Ben hala anlamıyorum insan tehlikesini bile bile bir suç işledikten sonra onu itiraf cesaretini nasıl gösteremez. İtiraf karşısındaki bu küçük korkuyu ben her suçtan daha sefil buluyorum
Bu öyküden alacağımız başka bir ders; herkesin her koşulda ihanet edebileceği ve bu ihanet karşısında suçlamak yerine onu kazanmanın yollarını aramak gerektiğidir. İhanet karşısında insanı suçlamak ve cezalandırmak kolay bir yol. Asıl yapılması gereken onu girdiği bu yoldan geri çevirmek ve onu geri kazanmaktır. Bu asil ve büyük bir davranış olacaktır.
Bir çok yönden ders alınabilecek bu kısa öyküyü tavsiye ederim.